"Evde sıcak çikolatam elimde, üzeri patili polar robdöşambrımla Dexter'dan ardarda birkaç bölüm izleyebilirim. Ama yok, karda moda fotoğrafı çekme fırsatım kaç defa olacak? Aslında yarın Chanel'in defilesine zaten gideceğim... Ama Dior'u daha çok seviyorum. Hayır defileye giriş hakkım yok ki zaten! Olsun ambiyansı yeter. Ezik miyim acaba? Yooo, sadece şık ve stil sahibi insanlar görmeyi seviyorum..."
Diye düşünürken kendimi astronot gibi giyinmiş bir halde Dior Couture defilesinin yapıldığı Musée du Louvre'un bahçesi Jardin des Tuileries'de buldum.
Tahmin ettiğim gibi Dior defilesi moda dünyasının ünlüler geçidi halindeydi. Laetitia Casta, Jessica Alba, Miroslava Duma, Carine Roitfield ve Ulyana Sergeenko fotoğrafladıklarım arasında. Magazinsel tarafım halen çok zayıf olduğu için, pek çoğunu görsem de tanımıyorum açıkçası. :)
Geçtiğimiz sezon Chanel Couture defilesinde gördüğüm bomba isim Karl Lagerfeld iken, bu defaki bomba ismim Bernard Arnault'un sevgili ve (bence) yakışıklı oğlu Antoine Arnault oldu. Bilmeyenler için, LVMH - Louis Vuitton Moet Hennesy grubunun; yani Dior dahil pek çok sayıda lüks markanın sahibi olurlar kendileri. Dünyanın sayılı zenginleri kulübü üyesi. Yanında model ve aktrist güzel sevgilisi Natalia Vodianova vardı tabii ki. İşte bu kusursuz çift ve Christian Dior defilesi mekanından sizin için çektiğim stil fotoğrafları...
Natalia Vodianova & Antoine Arnault |
Natalia Vodianova & Antoine Arnault |
Burada yollarını kesercesine önlerinde dikildiğim için bana gülüyorlar, şaka değil. :) Yani yukarıda Antoine'ın bu "çekilsene bebişim aa" bakışı Moda Cambazı için.
Natalia Vodianova & Antoine Arnault |
Ve işte en sevdiğim kadın tasarımcılardan. Ulyana Sergeenko. Bazı insanların kıyafetten aileden bağımsız; asil, soylu bir görünüşü olur ya, bu kadın öyle bir yüze sahip işte. Madam Elegan!
Ulyana Sergeenko |
Rus tasarımcının Dior defilesi için tercih ettiği bu görüntüsü, apaçık Dior'un "bar dress"ini çağrıştırıyor. 10 puan. (Kürk eteği görmezden geliyorum. :( )
Ulyana Sergeenko |
Hemen ardından fotoğrafını çektiğim bu kadının beyaz takımı ise Ulyana Sergeenko imzalı.
Üzerindeki tüm parçaların vintage olduğunu söyleyen; "defileye davetliysem şayet, önemli biriyim ve cool durmak için somurtmalıyım" modundan uzak rengarenk, şen şakrak bir Asyalı kız! Ayağında 2 sezondur popüler olan "flatform"lar ile.
Beklenmedik renk kombinasyonları ile uyum yakalayanlara hayranım. Tıpkı saks mavisi, gri, neon yeşil ve hardal renginin uyumunu yakalayan bu kadın gibi.
Ve Laetitia Casta, her zaman bayıldığım siyah ve beyaz kontrastı ile. Ama bende hayranlık bırakan kıyafeti değil, yüzündeki incecik French-chic tülü.
Laetitia Casta |
Laetitia Casta |
Ve işte her defilenin olmazsa olmazı. 2010'ların stil ikonlarından, minik bir boya ama her zaman büyük bir tarza sahip olan Miroslava Duma. Militer görüntüsü ile bizlerle.
Miroslava Duma |
Miroslava Duma |
Miroslava Duma |
Bugün çok yakın arkadaşlarım, bebeklerim Nev ve On ile telefondayken Jessica Alba'yı gördüğümü söyledim ve ikisi de ayrı ayrı aynı tepkiyi verdi. "Gerçekten o kadar güzel mi?" Bence evet, gerçekten o kadar güzel. Ama bu defile için salon kadını güzelliğinde, hatta saç modeli nedeniyle yaşının üzerinde bir ağırlığı var.
Jessica Alba |
Jessica Alba |
Bu kızımız kimdir henüz bilmiyorum ama daha önce Elie Saab defilesinde de fotoğraflamıştım. Üzerindekinin Rus bir tasarımcıya ait olduğunu söyledi. İsim vermedi.
Yukarıdaki fotoğrafta elbise Givenchy, manto Rick Owens. Çizmeler ise bu sezonun tartışmasız en güzel çizmelerini yapan Givenchy'den.
Bu sezonun ilk defilesinde gözüme çarpan en belirgin trend ise, mantoyu üzerine giymeden -hani bizim kültürümüzde kabadayı stayylaa- omuzlarda tutmaydı. Fotoğraflarda gördüğünüz üzere... Hatta katılımcıların tamamını değerlendirdiğimde, kolları mantosundan geçen çok az insan vardı diyebilirim. Kesinlikle estetik için bazı sıkıntılara katlanabilirim ama üşümek bunlar arasında değil. Kendi adıma bu pek cool trendi ancak bahara doğru uygulayabilirim. :)
Diğer bir ortak eğilim ise "canilik"ti. Kürk! Kürk! Kürk! Evet, mevsim itibari ile katılımcıların yarıya yakınını kürk ya da kürk aksesuarları ile görmek korkunçtu. :( Bu konuda Avrupa çok daha duyarsız, buna burada yaşadığım her geçen gün daha çok inanıyorum. Demek istediğim, İstanbul'da gördüğüm kürklü kadın sayısı ile burada gördüğüm kıyaslanamaz. Ama kim bilir Türkiye'de aynı gelir seviyesine sahip olsa, belki durum şimdikinden daha vahim olurdu. Hala ülkemizin %90'ı pet şişe ve yemek artığını aynı çöpe attığına göre, çok duyarlı olduğumuz için değil de pahalı olduğu için tüketmiyor olabiliriz. :/
Bayıldımmmmm...Tek kelimeyle harika fotoğraflar! Gitmiş görmüş kadar oldum sayende ellerine sağlık :)
YanıtlaSilHarika ...Paylaşımın için teşekkürler...
YanıtlaSilSevgili Reading Lady ve sevgili Semrin, güzel yorumlarınız için çok mersi! Chanel, Stephane Rolland, Elie Saab ve Jean Paul Gaultier defilelerinde çektiğim fotoğraflar da yolda. Keep in touch :)
YanıtlaSilAyça, çoğunluk kopyala yapıştır veya çeviri yaparken böyle özgün içerikler yarattığın için tebrikler :)
YanıtlaSilSevgili Barış, böyle yorumlar özellikle de moda dostu baylardan gelince çok mutlu oluyorum. Aktiviteye gitmek, fotoğraflamak, crop etmek, seçmek, yüklemek ve yazıyı oluşturmak uzun saatlerimi alıyor. Birilerinin bu emeği fark etmesi çok güzel. :)
YanıtlaSil