30 Kasım 2012 Cuma

Chanel "Little Black Jacket" by Karl Lagerfeld


Grand Palais - Paris 
Moda Cambazı
La Petite Veste Noire (Little Black Jacket)


Styling'ini Vogue Paris'in eski editörü Carine Roitfield'in yaptığı, Chanel'in efsanevi baş tasarımcısı Karl Lagerfeld'in fotoğrafladığı Grand Palais'deki "Little Black Jacket" sergisine gittim.

Chanel'in, hatta dünyanın gelmiş geçmiş en ikonik ürünlerinden olan "Little Black Dress"in felsefesi ile ortak paydada buluşan "Little Black Jacket" 109 ünlü ile fotoğraflandı.



Little black dress (küçük siyah elbise) ile ilgili Karl'ın söylediği özlü söze katılmamak mümkün değil: "One is never over-dressed or under-dressed with a little black dress".

Şimdi söz sırası "Little Black Jacket"da. Bir siyah ceketin kaç farklı stilde kullanılabileceğinin çarpıcı bir gösterisi. İlham verici... Dolabımda hiçbir şey yok diye yakınanlara, bir küçük siyah ceketle neler yaratabileceğini gösteriyor.


Moda Cambazı



Chanel Little Black Jacket



Aynı ceketi hem kadınlarda bambaşka (hatta birbirine zıt) tarzlarda, hem de erkeklerde maskulen bir tavırla kullanması inanılmaz.





Moda Cambazı




Chanel Takım Elbise









Karl Lagerfeld'in eski ikonik ürünü bu sergi ile yeniden canlandırarak iletmek istediği mesaj ise; küçük siyah ceketin her gün, her ortamda ve herkes tarafından kullanılabilecek bir kült kıyafet olduğu.



Moda Cambazı


Bu arada Lagerfeld imzası kenarındaki sarı ojeli el bana ait. Şu sıra ojede neon sarıya taktım. Yaz rengi olarak düşünülse de, koyu renkli kış kıyafetlerinde patlak, güzel ve enerjik bir görüntüsü oluyor.











Sergi girişi ücretsiz olduğu gibi, bir de sergideki fotoğrafların orijinal boy posterini hediye ediyorlar. Paris'in hem sanata hem de sanatsevere olan bu yakınlığını dünyada eşsiz buluyorum. Dünyada sadece Türkler'e özgü olmayan, her ülkede eşi olan uygulama ise insanların 2-3 defa kuyruğa girip, aldıkları posteri saklayarak 2-3 poster almaya çalışması. :)

15 Kasım 2012 Perşembe

IFW'deki Müthiş Ayakkabıların Tasarımcısı Duygu Ergör ile Stil Röportajı

Üç ya da en fazla dört yaşındaydım onları giydiğimde. Bilekten bantlı, önü fiyonklu kırmızı rugan ayakkabılarım, inanması zor ama hala gözlerimin önünde. Ayakkabı düşkünlüğüm o yaşta mı başladı bilmiyorum. Bildiğim şey bir gün gidip süper market arabası ile tepeleme ayakkabı alsam da, "ama prusya mavisi ve titan beyazı ayakkabım yok" diyebilecek kadar bu konuda arsızım.

Çünkü ayakkabı ve çantalar ile aramda aşk var. Pek çok hemcinsim gibi. Onların yeri ayrı. Bir gün internette bir ayakkabı gördüm. Ve delirdim. Duygu Ergör İstanbul’un ayakkabılarıydı bunlar. İstanbul Fashion Week’te Tuvana Büyükçınar’ın koleksiyonundaydı. Hemen tasarımcısı ile temasa geçtim. 








Duygu Ergör, Mimar Sinan Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden mezun olduktan sonra, İtalya’da ayakkabı tasarımı eğitimi almış ve uzun yıllar orada yaşamış. Bikkembergs,Yaya by Hotiç gibi markalarda tasarımcı olarak çalışmasının ardından kendi markasını yaratmış. Şu anda markasını bir bebek gibi büyütüyor ve bir yandan da Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı bölümünde ayakkabı tasarımı dersleri veriyor. Duygu; genç, girişimci, hoca ve tabii ki sanatçı, "artizan" ruhlu bir kadın.
Son koleksiyonunda melekler ve ayakkabıları bir araya getiren ve bu nefis tasarımları ile iştah kabartan Duygu Ergör ile ayakkabılar üzerine keyifli bir sohbet yaptım.

Moda Cambazı: Ayakkabılarınızı IFW’te Türkiye’nin en önde gelen tasarımcılarının defilesinde ve en iyi mankenlerinin ayağında görmek çok heyecan verici olmalı. Bu noktaya gelebilmenizdeki etkenler nelerdir?
Duygu: İşi aşkla yapmak, takipte kalıp devamlı yenilenme içerisinde olmak diyebilirim.




Moda Cambazı: Sizce ayakkabı tasarlamak mı, yoksa kıyafet tasarlamak mı daha zor?
Duygu: Ayakkabı tasarlamak çok daha zor. Çünkü küçük bir alanda kısıtlanıyorsunuz. Ayrıca ayakkabının üretim aşaması da tekstile kıyasla çok daha zorlu.
Moda Cambazı: Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Duygu: Koruyucu meleklerden. Çünkü zorlu şehir hayatında hepimizin şansa ve korunmaya ihtiyacı var.







Moda Cambazı: Ben ayakkabılarınızda metropol kadını havası görüyorum. Ama siz hangi kadın için tasarlıyorsunuz ayakkabılarınızı?
Duygu: Kesinlikle cesaretli kadınlar için.

2013 AYAKKABI TRENDLERİ

Moda Cambazı: Klişe ama hep çok merak edilen bu soruyu sormazsam olmaz. 2013 ayakkabı trendleri nelerdir?
Duygu: Bolca siyah-beyaz birlikteliği, metalik görüntülerin ve glitter malzemenin kontrast malzemelerle beraber kullanımı ve nude-pastel tonları göreceğiz. Sivri burun, shiny ayakkabılar (Cinderella look) “must have!”. Ayrıca gündelik hayatta kurtarıcımız olacak topuklu ya da düz loaferlar.








Moda Cambazı: Pek çok kadın ile ayakkabılar arasında bir aşk vardır. Benim için de bu böyle. Ayakkabı neden bu kadar önemli kadınlar için?
Duygu: Ayakkabı tarih öncesi çağlardan bugüne çoğunlukla statü sembolü olarak kullanıldı. Fark etmesek de günümüzdeki uzantılarını görebiliriz. Bir çift yüksek ökçeli ayakkabının kadına hissettirdiği harika duygu tartışılamaz. Kadın kendini daha güzel, daha dişi ve daha güçlü hisseder. Üç gün üst üste  spor ayakkabı giydiğimizde neden dördüncü gün topuklu ayakkabı giyme arzusu hissettiğimizin sebebini düşündünüz mü?


Moda Cambazı: Derhal feminen hissetme kaygısı baş gösteriyor... Peki konforlu topuklu ayakkabı diye bir şey var mıdır?
Duygu: Tabii platformlu ve yüksek dolgu topuklu ayakkabılar diğerlerine göre konforludur. Bir de ayakkabının burun kısmına da dikkat etmek gerekir.


Moda Cambazı:
Kendi stilinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Duygu: Renkler benim için her şeyden önemli. Renk ve malzeme oyunlarıyla temelde rahat kombinlenebilen elegan görüntü hedefliyorum. Tabii tüm parçalar bir ürün senaryosu üzerine kuruluyor. Bu, işin en can alıcı kısmı. Yaz koleksiyonuna "melekler omuzlardan ayaklara indi" sloganıyla başladık. Kış sezonunda da melekler devam edecek.

Moda Cambazı: Sizin favori ayakkabı markalarınız hangileri?
Duygu: Rocco P., Fauzian Jeunesse ve Charlotte Olympia.





Moda Cambazı: Türkiye’de kıyafetlerde tasarımcı markaları giderek daha bilinir ve talep görür hale geliyor. Ancak ayakkabı tasarımı deyince hala tasarımcı isimleri daha arka planda. Sizce bu durum değişecek mi?
Duygu: Ayakkabı tasarımı konusunda eğitim veren kurumlar yeni yeni açılmaya başladı. Ama hala yetişmiş tasarımcı sayısı çok az. En az on yıl daha süresi var bence. Çünkü tekstil sektörüne kıyasla hem iş alanı hem de yan sanayi açısından ayakkabı sektörü on yıl geride. Tasarımcılar sektörde yerlerini bulamıyor.

Moda Cambazı: Duygu Ergör İstanbul’un şu anki satış noktalarını öğrenebilir miyim?
Duygu: A46 Tuvanam mağazalarında satışta. Dönem dönem Trendyol gibi Türkiye’nin önde gelen online alışveriş sitelerinde kampanyalı satışlar oluyor. 20 Kasımdan itibaren yeni koleksiyon ile www.zizigo.com 'dayız. 26 Kasım'da da Trendyol'da kampanyalı satış olacak. Ayrıca çok yakında kendi sitem www.duyguergor.com üzerinden de online olarak satılacak.


HANGİ AYAKKABIYI NASIL KULLANMALI?

Moda Cambazı: Son olarak takipçilerimiz için moda, stil vb. konular üzerine sizden bir tüyo ya da öneri rica edeceğim. 
Duygu: Kısa elbiselerin altına aslında klasik bir ayakkabı olan ama değişik malzemelerden yapılmış loaferları ve kısa konçlu spor botları öneriyorum. Yalnız bu tarz botlar fizik seçer, kalın bacak yapısına sahip olanlar tercih etmemeli. Yine aynı fizik yapısına sahip olanlara dolgu topuk ayakkabıları da önermiyorum. Ayakları olduğundan daha büyük, uzun ya da bileklerini daha kalın gösterecek ayakkabılar seçilmemeli. Ayrıca alışveriş yaparken sezonluk trendlerden ziyade, zamansız ama şık parçalar arayıp bulmalarını tavsiye ederim.

Duygu Ergör’ün websitesi için tıklayınız.
Duygu Ergör Facebook sayfası için tıklayınız.
Duygu Ergör’ü Twitter’da takip etmek için tıklayınız.