25 Ağustos 2012 Cumartesi

Son Zamanlarda Ben ve Giydiklerim...

Sıcaklar devam ediyor, ben sıcaklardan dolayı hala çok mutluyum. Bitmesin yaz. Daha giymek istediklerimi giyemedim. Görmek istediklerimi göremedim. Yemek istediklerimi... Onları yedim aslında; ne midyesi kaldı, ne kumrusu, ne balığı, ne pidesi, ne mezesi, ne sakızlı dondurması, ne çeşit çeşit kahvaltısı, ne ne ne... Kalmadı. :)
İşte son zamanlarda ben, görmek için tıklayınız. ---> Ayça Modası

23 Ağustos 2012 Perşembe

Kim Demiş Takım Elbise Sıkıcı Diye?

Ben derdim, hem de en çok ben derdim. Çalışma hayatına İş Kuleleri'nin 33. katında başlayarak; takım elbiseli insanların adeta gökten yağdığı, siyah ve lacivert yığınlar halinde belli saatlerde belli yerleri istila ettiği görüntüdeki yerimi 22 yaşımda almıştım. Kule çalışanı olmanın dayattığı anayasa kıvamlı giyim kodu kurallarına uyabilmek için ilk takım elbisemi giydiğimde kendimi konforsuz, sıkıcı, daraltıcı ve üstüne üstlük bir de maskulen hissetmiştim. Aman bir sıkılırdım içinde bir sıkılırdım, bir daha sıkılırdım. Oysa takım elbisede de sınırları zorlamak, farklı şeyler denemek mümkün.

Takım elbiseyi sıkıcılıktan çıkartmak için önerilerim işte burada:

1. Sıkıcı tek düze takım elbisenizi neon renk gömlek, bluz ya da aksesuarlarla canlandırın. Parlak renkler en sıkıcı takımı bile çekilir hale getirir. Üstelik neon renkleri en iyi tamamlayan renklerden biri siyah. Yani siyah ya da koyu renk takım elbiselerinizi şenlendirin. Ve hatta yapabiliyorsanız neon renk bir takım elbise de giyebilirsiniz. :)



2. Sıra dışı bir takım elbise için terzilerin kapısını çalın. Kendime 10TL'lik kumaş,10TL'lik fermuar ve astar aldıktan sonra sadece 25 TL'ye hayallerimdeki neon sarı balon eteği diktirdim. Terzi olayını sadece çok özel elbiselerde kullanan biri olarak günlük kıyafetler için bu kadar ucuza bir şeyler diktirebileceğimi bilmezdim. Bulsam büyük paralar vermeyi göze alarak yıllardır aradığım ama asla bulamadığım balon eteğe; hayallerimdeki renkte, kesimde ve kabarıklıkta toplam 45TL'ye sahip oldum.

Farklı pantolon kesimleri, farklı ceket kolları, asimetrik kesimler, farklı renkler ve desenler kullanarak kendinize özel bir etek ceket ya da pantolon ceket diktirebilirsiniz.






3.
Mevcudun üzerine rötuşlar yapın. Yani, artık içinizi bayan takım elbiselerinizin üzerine bir şeyler diktirin, ekleyin. Örneğin dümdüz olan bir eteğinizin üzerine ya da ceketinizin sırtına hayli trend olan deri parçaları diktirin. Ceketinizin üzerine pek çok aksesuar ya da giyim mağazasında satılan kumaş kocaman çiçeklerden takın. Nostaljik ama her zaman klas bir görüntü veren metal ya da boncuklu bir broş takın. Yine takım elbisenin havasını değiştirebilecek şeylerden biri de düğme detayı. Büyük düğmecilerde inanılmaz çok çeşitli, farklı tarzlarda düğmeler görüyorum. O tona ton kullanılan, dümdüz, sert plastikli takım elbise düğmeleri sökün atın; yerine farklı, fark edilir düğmeler dikin. Ufak bir detay olmasına rağmen resmen kıyafetin havasını değiştiriyor.




4.
Sezon trendi "peplum"dan yararlanın. 1940'ların peplumu tekrar aramızda. Kokteyl elbiselerinden tuvaletlere, gelinliklerden takım elbiselere kadar her yerde peplum kesim var. Üstelik peplum giyebilmek için illa incecik olmanız da gerekmiyor. Beli ince, kalçası büyük kadınlarda vücudu dengeleyen bir kesim.





5. Ülkemiz kurumsal dünyasının uğrak yeri haline gelen Fabrika ve Network tamam da :) bir de Que'ya bakın, bakmıyorsanız. Hepsinin sahibi Boynerler malumunuz. Ama benim için Que farklı çizgisiyle kesinlikle bir adım önde. Arzu Kaprol'un kokusunu Que'da daha çok alıyorum. Takım elbise olarak onlarca çeşit sunmuyorlar. Ancak takım elbise ile kullanabileceğiniz gömlek, bluz, aksesuar konusunda çok başarılı.

Ayrıca butikleri gezin. Moda ve tasarım meraklısı sayısındaki artışla birlikte, tasarımcı markaları ve butikleri daha çok karşımıza çıkar oldu. Bunun için İstanbul'daki bir kaç adres Galata civarı, Bağdat Caddesi'ni dik kesen sokaklar ve tabii ki Nişantaşı. Ofisteki diğer hemcinsleriniz ile birebir aynı ya da "5 farkı bulun" kadar benzer olmak istemiyorsanız standart markalar ve AVM'ler yerine sizi sokak alışverişine davet ediyorum.

6. Ve son olarak tabii ki, kullandığınız ayakkabı, çanta bir x takım elbiseye çok değer katabilir. Ofis içinde elimizde çantayla gezmediğimizi düşünürsek kemer ve ayakkabı daha kritik. Siyah ya da lacivert bir takım elbiseye kullanacağınız kırmızı, dore ya da lame rengi kemerler ya da renkli topuklu ayakkabılar o koyu ve sıkıcı duruşu kıracaktır.


Ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, kadınlar için takım elbisenin dünyanın en güzel kıyafeti olmadığı kesin...

3 Ağustos 2012 Cuma

Bir Fotoğraf Dehası: Helmut Newton

Her sergiye gittiğimde aynı his, sanırım 10 yıldır değişmedi: "Yaaa neden daha sık bunu yapmıyorum..." Sergi öyle bir şey ki;  gidene kadar karar vermesi planlaması olay, gittikten sonra müthiş bir keyif, müthiş bir "bugün çok iyi bir şey yaptım!" sosyal tatmini. Gerçi bu konuda mütevazi değilim, yıllık sergi tüketimimin Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğuna eminim. Ama yine de çok yetersiz.

Helmut Newton - Grand Palais Sergisi Notlarım


Vogue, Elle, Queen gibi pek çok dergide binlerce fotoğrafı yayınlanan ve 83 yaşında trafik kazasıyla bize veda eden Helmut Newton, ardında pek çok ikonik moda fotoğrafı bıraktı.



Moda Cambazı
Helmut Newton

Ve ben de moda fotoğrafçılarını bir süredir yakın markaja almış biri olarak, Türkiye seyahatim öncesi Paris'teki son haftamda Grand Palais'de bulunan sergisine gittim.


Paris
Sergi Biletim

Serginin Grand Palais duvarından sarkan dev afişi, Yves Saint Laurent için yaptığı 1975 yılı çekimi "Le Smoking Tuxedo" fotoğrafından oluşuyor. Gerçekten unutulmaz bir moda fotoğrafı.


Moda Cambazı
Le Smoking Tuxedo

Hafta içi ve son derece gün ortası bir saatte gitmeme rağmen içerisi oldukça kalabalıktı. Paris'te her sokakta sanat sadece solunmuyor, aynı zamanda yaşanıyor.

Ve işte favori karelerimden, sonsuz bir estetik ve gerçeklik.


Üniversitede fotoğraf kursuna gidip, gezilerine katılsam da fotoğraftan çok anlayan biri değilim. Ama Helmut Newton'un tadı, tarzı o kadar kendi içinde tipik ki; adeta resim üzerinde logo varmışçasına bu fotoğraf Helmut'un diyebiliyorum.

Moda Cambazı


Efsane adam Helmut Newton'un tüm fotoğrafları gerçekliğe dayanıyor. Sahicilik, derhal görülür ve hissedilir. Zira 2000'li yılları görmüş bir fotoğrafçı olmasına karşın photoshoptan hiçbir zaman hoşlanmadı.


Helmut Newton


Berlin'de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 12 yaşında cep harçlıkları ile ilk fotoğraf makinesini aldı. O günden gözlerini yumduğu 2004 yılına kadar; Salvador Dali'den Monako Prensesi Stephanie'ye, Andy Warhol'dan Karl Lagerfeld'e kadar pek çok ünlü ismi eşsiz bir şekilde fotoğrafladı.


Moda Cambazı
Karl Lagerfeld

Sergi salonunda izlediğim videosunda Newton, güçlü kadını fotoğrafladığında kendini daha güvende hissettiğini söylüyor.


Moda Fotoğrafı


Moda Cambazı


Moda Fotoğrafı

Moda Cambazı

Daha önce, insan vücudundaki kasları fotoğrafla kontrol edebilen adam diye bahsettiklerini dinlemiştim.

Moda Fotoğrafçısı

Tarzında yine gerçeklik duygusu kadar belirgin bir provokasyon var.



Helmut Newton


Helmut Newton tartışmasız 20. yüzyılın en etkili ve en ilginç fotoğrafçılarından biriydi. Ardarda onlarca siyah beyaz moda fotoğrafını gördükten sonra, fotoğraflarından oluşan birkaç kartpostal ve bir defter alarak, bugün kendim için güzel bir şeyler yaptım keyfiyle sergi salonunu terk ettim.