22 Şubat 2013 Cuma

Diet Cola'yı Marc Jacobs giydiriyor

Üşenmedim hesapladım. Hayatımda 17 yıldır var. Evet tam 17 yıldır Diet Cola, Light Cola ya da Light Coke ve Paris'te yaşamaya başladığımdan beri "Coca Light" olarak farklı isimlerde andığım ve defalarca kez bırakmayı denediğim bu içecek ile ciddi ve seviyeli bir ilişkim var.

Ve sevgili içeceğim Diet Cola, 30. yaşını modanın deli ve dahi çocuğu olarak adlandırdığım Marc Jacobs ile işbirliği yaparak kutluyor. 

Daha önce Karl Lagerfeld ve Jean Paul Gaultier gibi dev isimler ile işbirliği yapan Diet Cola'nın Marc Jacobs seçimi kesinlikle 10 numara. Tasarım olarak diğer tasarımcıların şişeleri daha şık bile olabilir. Ama ben Amerikan'ın en köklü ve en dinamik markalarından biri olan Coca Cola'nın, yine Amerikan ve yine çok dinamik Marc Jacobs ile imaj açısından süper eşleştiğini düşüyorum. Resimler de bunu kanıtlıyor.

Moda Cambazı

İşte Marc Jacobs tasarımlı capcanlı, taptatlı kutular! Benim favorim 19. yüzyıl esinlenmesi şapkalı ve smokinli olan soldaki kutu. Papyon desenleri, göbekteki kırmızı kalp detayı çok güzel. Elegan, karizmatik ve aynı zamanda eğlenceli. Sizin favoriniz hangisi?

Diet Cola & Marc Jacobs

Bu ürünler Türkiye'de satışa çıkıyor mu emin değilim. Lagerfeld şişeleri döneminde TR'deydim ama hiç karşılaşmadım. Burada Jean Paul Gaultier tasarımı şişeleri görünce bol bol tükettim. Yemin ediyorum daha lezzetli geliyor tadı. :) 

Ve tabii ki koleksiyonluk olarak da ayırdım. İşte fotoğraflarım.

Moda Cambazı

Jean Paul Gaultier & Diet Cola


Sağ üstteki kadın şişe versiyonunda Jean Paul Gaultier'nin ve hatta Madonna'nın simgesi haline gelen "cone bra" (huni sütyen) ve korse tasarım çok şık.



Madonna JPG "cone bra" tasarımları ile

Bunlar da kutu versiyonları. 

Tasarım Kutular

Lagerfeld tasarımlarının renk kodu ise favori rengim pembeydi.

Moda Cambazı

Tasarımcıların şişe giydirme trendinin ülkemizde de bir yansıması olmuştu. Belki hatırlarsınız, Dice Kayek Uludağ soda şişelerini tasarlamıştı. Dice Kayek olarak Paris'te tanınmayı ve Galeries Lafayette ve Le Bon Marché gibi prestijli department store'larda tutunmayı başaran Türk modacı kardeşler Ayşe Ece ve Ege'nin mimari esinlenmeli, yıllar yılı ayakta duran binalara benzeyen çoğu tasarımına bayılmakla birlikte; bu şişeler için sessiz kalma hakkımı kullanıyorum.

20 Şubat 2013 Çarşamba

Sade Kıyafet + Doğru Manikür = Havalı Kıyafet

Sade bir kıyafete fark katacak bir detay mı istiyorsunuz? İşte çözümlerden biri: Caviar ve metalik manikür. Bu manikürlerden biri ve güzel bir makyaj, düz siyah bir elbise ve klasik bir stillettoyu adam eder.

Caviar Manikür

Ben oje renginde sınır tanımazken, iş tırnak üzeri şekil yapmaya gelince oldukça muhafazakarım. Tırnak üzeri şekillerin çoğu bana karmaşık, kalabalık, itici hatta basit geliyor. Bu kadar nefrete rağmen :) 2012'de hayli popüler olan ve 2013'te de devam edecek olan "Caviar Manicure" trendinden bahsetmemek olmaz.


Caviar Manikür


Moda Cambazı


Bence bu tip iddialı manikürlerde olay, tüm tırnaklar yerine tek bir tırnağa uygulamak. Arada sürpriz yapmak. Ama caviar manikürde tek renkler komple uygulandığında da şık durabiliyor.

Caviar manikürün nasıl uygulanacağı ile ilgili internette pek çok DIY ve video var.

Caviar Manikür



Metalik Manikür


İster gold ister gümüş. 
Ayrıca aksesuarlarda altın ve gümüş renklerini bir arada kullanıldığını unutmayınız. Altınsa hep altın, gümüşse hep gümüş tabusu çoktan yıkıldı.


Metalik manikür


Oje


Metalik manikür





18 Şubat 2013 Pazartesi

Paris Couture Haftası - Stephane Rolland Defilesi Sokak Modası


Ardarda aynı konuda yazmayı sıkıcı bulduğum için Haute Couture Haftası sokak modası postalarımı bir süredir bekletiyordum. Şimdi kaldığım yerden devam ediyorum.

İşte çok tipik yağmurlu Paris sokaklarında Palais de Tokyo'da gerçekleşen Stephane Rolland defile alanında çektiğim stil fotoğrafları...



Abartılı omuzlar çıkıyor ilk olarak karşıma. Doğru abartılınca şıklık baki. Üst kısım bize bunu gösteriyor. Ama alt kısımda bir karmaşa, bir kabalık, bir kalabalık.

Moda Cambazı







Serçe parmağa yüzük takmayı hiçbir zaman kendi tarzımla bağdaştıramadım. Biraz arabesk, biraz itici, biraz konforsuz; özetle hep kötü geldi. Ama bu kadının elindeki duruşunu gördükten sonra koşarak kendime bir serçe parmak yüzüğü edineceğim.







Geri gelen sıcak ve yumuşak kadife trendini hem elbise, hem ayakkabıda kullanan bu kadının çanta tercihi ise şaşırtıcı, Chanel Backpack. Ben hem bu sıkıcı bordo-kahverengi arası renge, hem de böyle bir elbise ile kullandığı Chanel Backpack'e kırmızı kart gösteriyorum.




İşte tartışmasız bu sezonun en şık, en elegan ve en seksi çizmeleri. Her defilede en az bir çift gördüm. Sonbaharda wishlist'imdeki yerini aldı. Ve 1.270€'luk (3.050TL) fiyatıyla da yıllarca listedeki yerini koruyabilir. :/


Givenchy boots


Erkek ayakkabılarında ise kış sezonundaki favorim Prada. İşte bir çift kırmızılı modeli. Farklı renkleri de mevcut. Sadece biraz cesaret beyler, yapabilirsiniz.





Ok, bu kadar cesarete gerek olmayabilir. Evet evet bu aşağıdaki bir beyefendinin ayakkabıları.



Wishlist'imin tepesine yerleşen şey işte burada! Chanel earmuffs! Bu kulaklıkları istiyorum.

Paris Sokak Modası


Moda Cambazı


Stud & spike (zımba & çivi) trendinin müthiş bir yorumu, Louboutin'den. Ayak parmakları fırlamasının şıklığı bozduğu son 100 yıldır konuşuluyor olsa gerek, ama bu kızımız Loubies' büyüsüne kapılmış ve atmış kendini sokağa.











Tüylü, sahte kürklü şeylerin cazibesine her daim kapılanlardanım. Ama bu gerçekten muhteşem bir tasarım, kime ait bilmiyorum. Tasarımcıyı tanıyan varsa, paylaşsın lütfen.

Sokak Modası


Sağ alttaki Alexander McQueen bootie'lerde sıkça görülür oldu. Gerçek kürk olduğu için sadece uzaktan bakarım, fotoğraflarım. Onaylamam, önermem.





Aşağıdaki kızların arabesk tarzı içimi sıktı.








Kurukafa desenli zarf çanta sanırım Zadig&Voltaire.








Bir kuple Hermes'ler ile postamı sonlandırıyorum.


İşte Minnak Hermes Kelly-bag konuşuyor. Soğuk bej ve toprak tonunun üzerinde sıcacık bir turuncu olarak patlamış.

Sokak Modası


Hermes'e fular bağlama modası bence artık baydı. Başka bir çantaya ok, ama artık Hermes Birkin'e değil, lütfen.




"Hem Chanel'im, hem Birkin'im var. Bu vesileyle ikisini de göstermek isterim" diyen teyzemiz ile Paris'ten sevgilerimi gönderiyorum. :)



1 Şubat 2013 Cuma

Koton Murphy'ye Karşı

Koton'u niye severim...

Şimdilerde olduğu gibi ne moda üzerine master yapmışım, ne de blog yazıyorum. Üstüme başıma, hatta başkalarının üstüne başına yine çok meraklıyım ama. Siemens'te kurumsal kıyafetlerimle işimin başındayım. Süslü püslü, renkli bir İnsan Kaynakçıyım. Zaman zaman İnsan Kaymakları, zaman zaman İnsan Manyakları diye espiriler yapılan, oradan oraya koşturduğum güzel ofis günlerimdeyim.

Her zaman da takım elbise giymiyorum. Ama o gün bir ekstra rahat gelmişim. Bir açıyorum outlook ajandamı, sürpriiiizzzz: Toplantı. Resmen jean giymekten halliceyim. Dahası CEO ve CFO'nun da katılacağı bir toplantı hep o rahat giyindiğiniz gününüze denk gelmez mi? Hep öyle olmaz mı?
Sürpriiiizzzz! Toplantı :o

Sevgili Murphy Yasaları, arayı açabilirsin oysa, seni hiç özlemiyorum...

Evet, Murphy yine mesai yapıyor. Bu toplantılarda malum erkekler garson (siyah takım elbise-beyaz gömlek), kadınlar resepsiyon görevlisi (etek-ceket-fular) gibi olur. Bense Bebek'te kızlarla akşamüstü kahvesi stilindeyim. Toplantı öğleden sonra. A planı: Ofisten eve gitmeliyim. Taksiye bin, giyin, geri gel. Sadece taksi git gel 65 TL tutuyor (ta o zaman). Bir de zaman maliyeti var ki çok riskli, trafik patlasa toplantıya gecikebilirim. Kesinlikle B planı: Bölümden iki kız arkadaşımla şirkete 10 dakika uzaklıktaki alışveriş merkezine gidiyorum.


İşte kurtarıcı oradan bana bakıyor! Koton. Koşar adım içeriye dalıyorum. Satış görevlisine derdimi ve tarzımı bir çırpıda anlatıyorum. Bana 2-3 takım elbise gösteriyor. Lacivert, üzerinde incecik çizgileri olan bir etek ceket takım alıyorum. Ceketi tam istediğim gibi. Bu ceketi hedeflesem, arasam bulamam! Kısa, dar ve modern kesimli. Etek dizin hafif üstü. İçine de yalın ama şık bir gömlek. Hepsini alıyorum, ve hatta orada giyip çıkıyorum. Tüm bu süreç tam 15 dakika sürüyor. Koton seni seviyorum.



Ofise giriyorum ve komplimanlarımı topluyorum. 

Ve mutlu son...

CEO, CFO'nun katıldığı toplantı diyecek olursanız. Tek kelime konuşmam gerekmiyor. Çok da kalabalık bir toplantı çıkıyor üstelik. Ama eski kıyafetimle gitsem kesin ayağa kalkıp bir tur atmam gerekirdi. Murphy beni rahat bırakmazdı, mümkün değil. Ama Koton ile birlik olup Murphy'yi şutluyorum ve lacivert Koton takımımla zen bir toplantı geçiriyorum.