27 Ocak 2013 Pazar

Paris Couture Haftası - Chanel Defilesi Sokak Modası

Couture Haftası'ndan ikinci posta ile karşınızdayım.
Bu defaki durağım ihtişamlı Grand Palais binası, yani Chanel.

Öncelikle Chanel'in Avenue Montaigne'deki büyük mağazasında bile göremeyeceğim kadar çok sayıda farklı model, boy ve renklerde Chanel çanta gördüğümü belirtmeliyim. Hani bir şeyi çok görünce bir bayar ya insan; konu Chanel'in 2,55'i olunca, yok baymıyor insan. :)

Ve müthiş bir el işçiliğine sahip Isabel Marant bir elbiseyle başlıyoruz.




Top kürk çanta Alexander McQueeen. Üzeri işlemeli siyah çizmeler ise ayakkabının geleneksel ama daima klas İtalyanı, Salvatore Ferragamo.






Gözleri kapalı olarak yakaladığım sıradaki stilimizin sahibi ise Fransız aktrist ve yönetmen Farida Khelfa. Farida bolero kürk, zımbalı portföy, klasik saraylı tarz küpe, taşlı kocaman (yine klasik) serçe parmak yüzüğü, son olarak da altına pembe süet fiyonklu ayakkabılar ile gözlerimi tırmaladı. Hiç aksesuar kullanmaksızın her daim kurtarıcı Pigalle Loubies ile bitişi yapsaymış keşke.


Moda Cambazı
Farida Khelfa

İşte "Rus Stil Mafyası"nın diğer ismi, model Elena Perminova. (İlk ismi ise Miroslava Duma tabii ki) Normalde Rusların bol leoparlı, kürklü, show off tarzlarını hep itici bulurken, bu iki kadının özgün stillerini hayran hayran izliyorum.


Elena Perminova

Kürklerden devam... Hermes alacak olsam sırasıyla siyah, markanın simgesi turuncu ve o nefis turkuazından başlardım, ama bu mor kalbimi çarptırmadı değil.





Celine'in puantiyeli takım elbisesi, bayrak kırmızısı mantosu ile.





Yine kürk, yine kürk...
Kış sezonunun en gözde renklerinden bordo ile. Korse esinlenmesi geniş deri kemeri çok şık.



Bir saniyeliğine de olsa Bülent Ersoy'u gördüm sandım. Bu hanımefendinin daha Japon balığına benzer hallerini JPG defilesinde çektim.




Biraz da boyz boyz boyz...





İşte davetliler içinde en çok gürültüyü koparan zat. Ben bir yandan deklanşöre basıp bir yandan "il est qui? il est qui?" diye sağa sola kimdir bu şeklinde soruyorum, ama herkes çığlık çığlığa beni duyan yok. Ortalık sakinleşince, bir 25-30 kişi adamla fotoğraf çektirdikten sonra öğreniyorum ki kendisi Chanel'in, hatta dünyanın en popüler erkek mankenlerinden biri. Baptiste Giabiconi. Buradaki sempatik oğlan çocuğu hallerine bakmayın. Bir google'ladım ki ismini... :)


Baptiste Giabiconi

Baptiste Giabiconi





İnci işlemeli elbise ve çok gözükmese de lame çanta Chanel. Ayakkabılar ise Loubies. (Christian Louboutin)




Aralarda gezinen bir çılgın bootie.




Chanel defilesindeki favori stilim bu. Her ne kadar yazlık kumaştan bir etek ve içine giydiği tişört ile mevsimden bağımsız bir havası olsa da, kendi adıma kullanmayı hiç beceremediğim kırmızı-pembe uyumunu yakalamış olması, o salaş tişörtü, kıyafet-takı-dövme hiçbir versiyonunu sevmediğim akrep figürünü kırmızı ile sempatikleştirmesi ve müthiş bir Louboutin seçimi... Hepsini gözüm tuttu!






Ve postamın sonunda bir tutam da Chanel çantalardan...










5 yorum:

  1. Selam :)

    Blogumda sizi mimledim. Göz atarsanız sevinirim.

    http://cosmopolitanhavasi.blogspot.com

    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. been de seni mimlediiim!

    http://smektepli.blogspot.com/2013/02/mim-len-dim.html

    ;)

    YanıtlaSil
  3. beni de mimlerseniz sevinirim tabi bu şaka:) blogunuza yorum yapmadan geçemedim modayla bu denli ilgilenen kişileri bulmak zor. harika bir paylaşım teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. :) paylaşımlarınızın devamını bekliyoruz ..)

    YanıtlaSil